18 Ağustos 2013 Pazar

MEHMET ÇINARLI'YI ANIYORUZ

         MEHMET ÇINARLI’YI ANIYORUZ
                                                                                                     İsmail KARA
           Türk Edebiyatının önemli isimlerinden ve şiirde aruzun son temsilcilerinden Mehmet Çınarlı 19.08.1999 günü Ankara’da vefat etti.

           Çınarlı Maliye Bakanlığı Tetkik Kurulu üyesi iken, 1963-1964 döneminde başladığım Maliye Okulu’nda bizim öğretmenimizdi. Uzun zaman yayınladığı HİSAR Dergisi ile de o tarihlerde tanışmıştım.

           İyi bir şair ve yazar olan hocam Çınarlı, şiirde gelmiş geçmiş şairlerden farklı bir hiciv ustasıydı. “Gerçek Hayali Aştı” adlı kitabında bulunan şiirlerin çoğu, O’nun narin, duygu yüklü kalemiyle yazılmış hicivlerdir. Birkaç örnek verecek olursak, her aydın gibi O’da insanlığın yüz karası savaşlardan, insanın insanı öldürmesinden son derece etkilenmiştir. Bu Bahar  adlı şiiri şöyledir;

Bahçemde kırmızı güller açtı;
Dökülen kanları düşünürüm.                                          
Evinde, tarlasında öldürülen
Suçsuz insanları düşünürüm.
         Batınca eline bir diken,
         Kızım ağlayarak gelirken,
         “Babacığım” bile diyemeden
         Vurulanları düşünürüm.
Korkunç cinayetler karşısında
Susan vicdanları düşünürüm.

             Çınarlı, gayet ciddi ve dürüst bir devlet adamıydı. Bazıları yapısı karşısında “mağrur” olduğunu söylerdi.  O da bunun farkındaydı.  Hemşehrisi şair ve yazar Ahmet Tufan Şentürk’e ithaf ettiği Alın Yazısı adlı şiiri aynen şöyledir;

Doğduğumuz memleket bütün taştı, çakıldı
Sert yoğrulmuş mayamız bizi dik başlı kıldı.
        Dağ zirveleri gibi yücelikler diledik
        Bataklık kuşlarının bizden gözleri yıldı.
Yalana baş sallayıp susmasını bilmedik,
Huysuz, geçimsiz diye şöhretimiz yayıldı.
         Ne görevi bırakıp çıkar sağladık, ne de
         Değerimiz bilindi, çabamız anlaşıldı.
Bir çölde yapayalnız eriyip gitmekteyiz,
Sevildik yasaklandı, sevdik günah sayıldı.

            Kendi Gönlümle adlı şiirini ise şöyle bitirir;

Kör gözlerinizin görmediği
Şeylerdedir bence asıl değer,
Ayaklarınızın girmediği
Dünyalar var ki bana yeter.
        
           Çınarlı, sahte davranışlara, ikiyüzlülüklere şiddetle karşıdır. Cenazelere bile bazı kişilerin isteksiz olmakla birlikte, başkalarına hoş görünmek için katılanları bilmektedir. Nitekim Ey İnsan Desinler adlı şiirinde;

Sizden kurtulayım diye yalnız yaşadım çok defa;
Ölünce belki yine de başıma toplanırsınız.

Cenazeme el sürmeyin, varsın o da yerde kalsın;
Kime hoş görünmek için tabuta yaklaşırsınız?

            Hocam Çınarlı’nın gençler tarafından çok beğenilen bir şiiri vardı; Gülüm … Toplantılarda bu şiir kendisinden çok istenirdi, çok okunurdu. Pek çok genç bu şiiri ezberlemişti.     
        
Saçlar ağardı, sanma ki yaşlanmışız gülüm.
Vallahi neyse sendeki, hoşlanmışız gülüm.

Yıllar ilerledikçe gönül uslanır sanıp,
Düşmüş büyük hatalara, aldanmışız gülüm.

Gel, ağzı süt kokanlara yaklaşma, zevki yok:
Onlar gibiyken aşkı oyun sanmışız gülüm.

Gül koklamak usulünü yıllarca meşk edip
Binbir çeşit dikenlere katlanmışız gülüm.

"Şairler incedir kıyamaz fazla sarmaya"
Derlerse, gör ki biz dahi insanmışız gülüm.

            Hocam Mehmet Çınarlı’yı ölüm yıl dönümünde rahmetle anıyorum.

10 Ağustos 2013 Cumartesi

TRUMAN - ÖRNEK BAŞKAN

TRUMAN-ÖRNEK BAŞKAN


Truman farklı bir Başkan idi. Kendisinden önceki Başkanlardan daha önemli kararlar almıştı. Ancak, onun büyüklüğünün ölçüsü  Beyaz Saray'dan  gittikten sonra ne yaptığı ile ilgilidir.

Beyaz Saray dışında yaşadığı tek yer eşinin anne babasından miras kalan Missouri’ deki ev idi. 

1952 yılında Başkanlık görevi bitince  ABD Ordusundan yılda  13,507.72 $  emekli maaşı alacaktı. Kongre, aldığı bir kararla O’ na bir 'ödenek  tahsis ediyor, emekli maaşını da  yılda 25,000 $’ a çıkarıyordu.  Artırılan maaşını “Amerikan  halkına aittir” diyerek kabul etmedi.

Görevi Başkan Eisenhower’ a  devrettikten sonra Missouri’ deki evlerine eşi ile birlikte kendi başlarına gittiler. Gizli servisten herhangi bir korumaları da yoktu.

6 Mayıs 1971'de,  Kongre onu ödüllendirmek için  87th doğum gününde ‘ Şeref Madalyası’ vermek üzere hazırlık yaptığı sırada  “ Ben bu madalyaya gerekçe olabilecek herhangi bir şey yaptığımı düşünmüyorum”  diyerek madalyayı kabul etmeyeceğini bildirdi.

Başkan olarak kendi seyahat ve tüm gıda masraflarını ödedi.