30 Kasım 2012 Cuma

"KADIN SIĞINMA EVLERİ" ÇÖZÜM MÜ?


“KADIN SIĞINMA EVLERİ” ÇÖZÜM MÜ?   

YA DA ÇÖZÜMÜN NERESİNDE?

ADIM KADIN adlı tiyatro oyunuyla, Simurg Tiyatro Oyuncuları; belki de ilk kez bir tiyatroda kadına şiddeti, töre cinayetlerinin yarattığı sonuçları, Kadın Sığınma Evlerine sığınan ve oradan çıkan kadınların akıbetini hem dramatize ediyor, hem de komedi özellikleri taşıyan parodilerle gündeme taşınıyor.
“Adım Kadın” ı AGİKAD (Ankara Girişimci Kadınlar Derneği) Başkanı İnsaf Kılıç ile ünlü yönetmen Neşet Erdem birlikte yazdılar. Beş yıl önce ilk defa sahnelenen oyun, 4 Kasım günü
Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney Sahnesi’nde ful salon sergilendi. Şu zamanda tiyatro  salonlarını doldurmak zaten adeta mucize… İlgiyle izlenen oyunda oyuncular bol bol alkış aldı.
Ben bu kadar alkışlanan bir oyun izlediğimi hatırlamıyorum. Oyunun bitiminden sonra oyunun yazarlarını ve oyuncuları kutlamıştım. Yine de kutluyorum.
Daha sonra oyununun yazarlarından ve oyuncularından (AGİKAD Başkanı) İnsaf Kılıç'la kısa bir söyleşide bulunduk. Sizlerle paylaşıyorum.
-Sayın Kılıç, oyun ilk kez ne zaman yazıldı ve oynandı?
-“Sayın Kara, biz bu oyunu ilk 2007 de tamamladık ve Devlet Tiyatrolarının sahnelerinden birinde de temsil ettik”.
-Oyunla ne amaçlandığını anlıyoruz. Ama bunu sizden duymak daha uygun olacak.
-“Sayın Kara, bilindiği gibi aileler toplumun, dolayısıyla milletin temel taşlarıdır. Aileler yapısal olarak ne kadar sağlam olursa, toplum da o kadar sağlıklı olur. Bu da hepimizin beklentisidir. Kadına şiddet, töresel olgu ve cinayetler; ailelerimizi çökerten, parçalayan, toplumda derin yaralar açan kötü sonuçlar doğurur.
Bunlar, kadınlarımızı beklenmedik sıkıntılara itmekle kalmıyor, çocuklarımızı ve onların geleceğini de karartıyor. Hiçbir suçu olmayan nice masum yavrulara,  psikolojik bunalımlar yaşatabiliyor. Evet, bir yanda annelerin, öte yanda çocukların bunalımı, dramı... Yazık oluyor.
Biz oyunumuzda bunlara değinmekle birlikte, maruz kaldıkları olaylar nedeniyle “Kadın Sığınma Evleri” ne düşen kadınlarımızın durumunu da ele aldık. Çünkü, Çankaya Kadın Sığınma Evinde bulunduk. Oradaki kadınlarımızın durumlarını inceledik. Sığınma evinden çıkan kadınları da izledik. Adım Kadın adlı eserimiz bu bilgilerle doğdu.
Sığınma evinden çıkan kadınlara iş bulunamıyor, iş bulunuyor adapte olamıyorlar. Ücretler düşük, kiralar yüksek… Velhasıl sorunlar dizi dizi… Ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Bazı kadınlar ise, akrabaları ya da eşleri tarafından izleniyor, tekrar işkenceye, hatta ölüme varıyor yolları…
Biz diyoruz ki, kadın sığınma evleriyle iş bitmiyor. Sığınma evlerinden çıkan kadınların da sorunlarına da çareler aranmalı, çözümler bulunmalı ve uygulanmalıdır.
Her şeyden önce, her nasıl olacaksa, kadınlarımızı ve onlarla birlikte çocuklarımızı da perişan   eden,ulusumuzun temel direği ailelerimizi parçalayan kadına şiddeti önleyecek, törenin sorun yaratmasını engelleyecek; önlemler dizisini planlayıp, uygulanmasını nasıl sağlayabiliriz?
Bu konu üzerinde ülkeyi yönetenlerce mutlaka durulmalıdır.
Aileleri korumak ve geliştirmek için , “T.C.Anayasası” nda bazı hükümlerin bulunduğunu da hatırlatmak isteriz” dedi.
*
T.C.Anayasası
I.Ailenin korunması
Madde 41 – Aile Türk toplumunu temelidir.
Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder